Kumasi
Bosomtwe Gölü kıyısına kurulmuş olan Kumasi, yağmur ormanları bölgesindedir ve ülkenin Güney kıyısında yer alan başkent Akra'ya karayolu ile uzaklıktadır. Kumasi yaklaşık olarak Ekvator'un ve Gine Körfezi'nin kuzeyinde yer alır. Şehir ve çevresinde yetişen çok güzel çiçek ve bitki türlerinden dolayı, Kumasi Gana'da "Bahçe Şehir" veya "kalp atışı" olarak anılır.
Kumasi'nin çevresindeki bölgede Neolitik Çağ'a kadar yerleşim olmadığı yönünde bilgiler mevcuttur. Şehrin göz önünde bir yerleşim birimi olması 1695 yılında kurucusu hükümdar Osei Tutu'nun çalışmaları sonucu Ashanti Konfederasyonu başkenti olması ile başlar. Kumasi'nin hükümarı, "Asantehene" olarak bilinen saltanata bağlıydı ve aynı zamanda Konfedasyon'un da hükümdarıydı. 1701 yılındaki Denkyira'ya karşı Feyiase Savaşı'ndaki zaferleri sonucu, Asante Konfederasyonu Akan halkı üzerindeki birincil devlet oldu. Bu zaferden sonra, Ashantiler Elmina'da konumlanmış Hollandalıların müttefiki oldu. 1872 yılında Hollanda Altın Sahili'nin Birleşik Krallık'la müttefik olan Fantelere devri ile, Kraliyet Sarayı da dahil olmak üzere, Kumasi'nin büyük bölümü 1874 yılındaki Anglo-Ashanti Savaşları'nda Britanya birlikleri tarafından yıkıldı.
Ashanti'yi ziyaret eden ilk İngiliz kadını olan Lady Mary Alice Hodgson, "The Siege of Kumassi" (Kumassi Kuşatması) adıyla, Ashanti Konfederasyonu oluşturan kabileler tarafından kale kuşatması ve sonrasındaki kıyıya yürüyüşü ile ilgili notlar yazdı. Lady Hodgson, Altın Sahil'in Britanya koloni eski valisi Hon. W. A. G. Young, C.M.G.'nin kızı ve sonraki valisi Frederick Mitchell Hodgson'nın karısıdır.
Gana'nın 1957 yılında tamamen bağımsızlığını ilan etmesine rağmen, kraliyet şehri olarak kaldı, ancak kralın rolü sembolik olarak kaldı. Şehir Ashanti halkı tarihi üzerinde önemli bir role sahiptir.